19 Temmuz 2012 Perşembe

YAŞAMLA BARIŞIN ŞAİRİ : T. AYHAN ÇIKIN -12


IŞIĞI BEYİNLERİNDE TAŞIYANLARIN TÜRKÜSÜ
 
 
        Açıklama : Mustafa Karataş[1]
        Şiiri yorumlayan : Aslıhan ÜLKER [2]

Nefes ve ışık …
Anladım: Hayat nefes ve ışıktan ibaret. Hattatların, yazarken harflerin kusursuz olması için -ve belki de uzun ömürlü olmak için- nefeslerini tutmaya çalışmalarını anladım. Goethe’nin, nezle nöbetiyle hasta yatağında yarı bilinçsiz titrerken 22 Mart 1892 günü titrek parmaklarıyla bir şeyler yazmaya çalıştığı sırada “Daha fazla ışık!” diye seslenerek sinirlenmesini anladım. Anladım: Hayat nefes ve ışıktan ibaretmiş!
Şair T. Ayhan ÇIKIN’ın kalbi 2000 yılında artık son demlerini yaşıyordu. Nakil için uygun kalp aranıyordu. Varlık ile yokluk arasındaki bu çizgiyi bir tesadüf belirleyecekti. Ve bir mucize oldu. Asıl kalbin bittiği gün uygun bir kalp bulundu. Gencecik bir delikanlının, Cem Canbay’ın delikanlı kalbi. Biliyor musunuz, kalp bulunduğunda doktorlar arasında şöyle bir tartışma yaşanmış: “Acaba bu yeni kalbi Ayhan Çıkın’a naklederek heba etmesek de daha genç birine mi versek!” Neyse ki şair kendine gelip gözlerini açtığında artık yirmili yaşlarda bir kalbe sahiptir.    
Şair, kendisine kalp nakli yaparak ve ona yeniden nefes alma fırsatı ve yine ışığı görebilme imkânı tanıyan, kısaca onu yaşama döndüren doktoraları için de  bir türkü söylemiştir.
Ne kadar garip bir dünya değil mi? Bir tarafta doktorlara el kaldıran insanlar, diğer yanda doktorları mitolojik kahramana dönüştüren bir insan. Şaire göre doktorlar, “ışığı beyinlerinde taşıyanlar”dır. Demek istiyor ki ışığa el kaldırırsanız karanlıkta kalırsınız!


IŞIĞI BEYİNLERİNDE TAŞIYANLARIN TÜRKÜSÜ
 
 
 
                  Prof. Dr. Mustafa AKIN
                       Prof. Dr. Mustafa ÖZBARAN
                                      ve
                       ekip  doktorları  için
 
                                       
Karanlığın ucundaki mumu
Işıktan elleriyle büyütenler
Kalbimin atlasını mehdi elleriyle dokuyanlar
Yüreğimin ücra köşelerindeki kabelere
Elleriyle nice sanemler kuranlar
Kara dikenler üstünde 
Kırmızı karanfiller açtıranlar
Doktorlar, doktorlarım benim
Kalbimin ustaları mustafalarım benim
Nasıl yazsam şiirlerinizi sizin?
 
 

Ölüm nehrinin kenarına ulaşıldığında
Avuçlarındaki ışıkları kalplere serpenler
Gökyüzündeki kara bulutları
                        -maviye çevirenler-
Şimşeği avuçlayıp yüreğime koyanlar
İsam,tahirim, oğuzum, doktorlarım benim
Kalbimin ustaları mustafalarım benim
Nasıl bestelesem şarkılarınızı sizin ?
 

 
Bir promete gibi ışığı beyinlerinde taşıyanlar
Kara toprağa düşmüş tohumu çatlatanlar
Beyinlerindeki bilgiyi karanlık sulara ekenler
Bir gece vakti kalbimin ışığını yakanlar
Sanemim,ayşinim,muradım, doktorlarım benim
Kalbimin ustaları mustafalarım benim
Nasıl söylesem destanınızı sizin ?
 
 
Doktorlarımla yürüdüm
-dar, sığ patikalarında yaşamın-
korkmuştum,yorulmuştum yılları sürükleyen sulardan
ve hasrettim
               gülmeye
                      ağlamaya
                            ve yaşamaya
Şimşekler çaktıran, yanardağlar uçuran
Kalbimin köşesindeki babamın "korkma" sözü
İsası, ,tahiri,sanemi,cemili
Ve yeryüzü mehdileri
Bir ipekböceği gibi 
Dokumaktalar kalbimin çiçeğini
Coşkun bir sevdayla aşarken yeryüzünü
Doktorum, doktorlarım, mehdilerim benim
Kalbimin ustaları mustafalarım benim
Nasıl yazsam şarkılarınızı sizin ?
 
 

Yaşadım hayatı güz bahçelerinde
Ölüm nehrinin kenarına güller diktim şarkılardan
Gökyüzünün mavilikleriyle mayaladım karanlıkları
Bir türkü söyler gibi dans ettim ölüm sularında
"Ne olursa olsun" dedi mustafalarım "bu yaşam sürecek"
"saçlarında ozanın gün ışığı eksilmeyecek"
Beyinlerindeki bilim ışığını yüreğime sundular
Ölüm nehrine iki gün kala
Karadikenler üstüne akgüller kondurdular
Doktorum, doktorlarım,onurlarım benim
Kalbimin ustaları mustafalarım benim
Nasıl söylesem türkülerinizi sizin? 


T. Ayhan ÇIKIN

Yaşamla barışın şairi : T. Ayhan ÇIKIN- video




[1] Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Türkçe Okutmanı
[2] MSKÜ. Milas SK Meslek Yüksekokulu öğrencisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder