24 Ocak 2013 Perşembe

KENDİNİ GÖZLEMEK



Bilim insanının en önemli işi, doğadaki ve toplumdaki olguları gözleyerek elde ettiği bilgileri belirli bir sonuca ulaştırabilecek şekilde analiz etmesidir. Ben sağlık bilimci değilim. Ancak yaşadığım önemli bir sağlık sorunu hakkındaki gözlemlerimi, analiz etmeden , ilgili olan insanlarla paylaşmak istiyorum. Umarım benzer sorunlarla karşılaşan insanlara bir  katkısı olur.

*
İzmir, 9 Ocak 2004
Ege Üniversitesi Hastanesi’ndeyim.
Bu gün kitap okumuşum.
 Kitabın adını yazmamışım.
Alıntılara bakılırsa, bu kitap ya Nusret Hızır’ın “Bunalım Kültüründen Yaşam Kültürüne” ya da ABD’li kalp nakli olan “Claire Sylvia’nın “Kalp Değişimi- Yeni Bir Kalp, Yeni Bir Yaşam” olabilir.
Kitapla birlikte aklıma takılan bazı gözlem ve düşüncelerimi not etmişim. TAÇ, Nisan 2007).

*
Ödünç kalpte yaşar mı eski sevdalar?” diye sormuşum kendime.
Ayrıca aşağıdaki notları düşmüşüm not defterime :
-          Dünyaya yeniden katılma çabası;
-          Ölümü hayatın doğal bir parçası olarak kabullenmek;
-          Ölüme nesnel bakabilmek;
-          Affedici olmak;
-          İnsanın kendisiyle daha derin ilişkiler kurabilmesi;
-          Sakin davranmak;
-          Dünyanın gerektiği gibi döndüğünü düşünmek;
-          Dünyaya yeniden uyum gösterebilmek (zor bir olgu);
-          Dünyaya geri gelmek, dünyevi sorunlarla kucaklaşmak;
-          Kısa bir dua etmek ; (Teşekkürler Tanrım. Bana verdiğin bugün için sana şükürler olsun);
-          Beyni – ruhu temizlemek;
-          Nekahat dönemini atlatmak;
-          Kalp nakli ameliyatı sonrası hayata uyum  sağlama çabası;
-          Hayatınızı kurtarmak için tek seçeneğe sarılmanın güçlüğü : Organ (Kalp) bulmak;
-          Cesaretli olmak . Cesaret ne ? “Cesur olmak, kendi hayatınız tehlikedeyken, başkasının hayatını kurtarmak için verilen ani karar”;
-          Kalplerini bağışlayanlar gerçekten cesur insanlardır;
-          Tıbbi aletlere bağımlı olmak;
-           Genç bir erkek olmak; kadınları düşünmek; seksi düşünmek;
-          Fiziksel iyileşme;
-          Kan değerlerinin normal değerlere dönüşmesi?
-          İyileşmeden önce ve sonraki yaşantım  hakkında :
a)      Hastaneye yatışım : 16 Mart 2000, Operasyon : 16 Eylül 2000, Hastaneden taburcu oluşum : 21 Kasım 2000.
b)      Kalp naklinden sonraki ilk konferansım : E.Ü.Ziraat Fakültesi; 10 Ocak 2002, Konu: Tarım Eğitiminin Bir Ayağı Eksik;
c)      Türkiye Milli Kooperatifler Birliği  “2002 : Kooperatifçilik  iletişim Ödülü”nü bana vermiş. Bu ödülü almak için ilk uzun yolculuğumu Mayıs 2002’de, eşimle birlikte, Ankara’ya yaptım.
d)     Ödül töreninde bir sürprizle karşılaştım : Cumhur Başkanlığı Genel Sekreteri sayın  Kemal   Nehrozoğlu,     TMKB ödül törenini benim  “Ol Hikayat” şiirimin III. Bölümünü  okuyarak açtı.
e)      Haziran 2002 : Antalya’ya gitmek. İkinci uzun yolculuğum. Antalya;Side’de  Hotel….’de Türkiye Tüketim Kooperatifleri Milli Birliği başkanı sevgili Enver Kılıç’ın davetlisi olarak “Kooperatifçilikte Yeni Gelişmeler” konulu bir konferans verdim. Bu,  ameliyattan sonraki  2. konferansımdır. 385 Tüketim Kooperatifi üyesi eğitim programına katıldı.
f)       Gençlerle beraberlik ??..


-          “Libidom artmış?  Bu ameliyattan sonra, özellikle  genç birinin kalbini almış olan hastaların çoğunun başına gelen bir durum (muş)”;
-          Bu yeni “kendime” yavaş yavaş alışırken, 23  yaşında birinin kalbini taşıyan 58 yaşında bir adam olarak  ortalıkta dolaşmak fikri bana komik gelmeğe başladı;
-           Bana bu kadar yakın ve bu kadar tanıdık bir şeyin böylesine gizemli oluşu garip ve şaşırtıcı bir durum;
-          Bu kalp beni nasıl etkiliyor ?
-          “Yeni ben”  nasıl biriyim?
-          Gençliğimin bilimkurgu romanlarının konusu olan bir yaşamın kahramanı olmak nasıl bir şey ?
*
En temel noktada çok dikkatli olmalı :
a)      Vantrirejectien  ilaçları aldığımdan dolayı sürekli bağışıklık sistemi için  tehdit oluşturabilecek şeylere karşı  tetikte durmak;
b)      Soğuk algınlığına, gribe karşı çok hassasım;
c)      Herhangi bir hayvan ısırması, yaralanma olaylarına karşı kuduz aşısı, tetanoz aşısına karşı hayati tehlikem varmış;
( Not : 2005 mayıs ayında köyde yeğenimin köpeği ısırdı. Hemen Yatağan Hastanesine götürdüler. Oradan Muğla hastanesine sevkettiler. Yatağan’da ben ve doktor , Prof Dr. Mustafa Akın’la konuştuk . Hemen İzmir’e çağırdılar. 1,5 saatte yeğenlerim İzmir’e getirdiler. Doç Dr. Sanem Nalbantgil, E.Ü.Hastanesinde Kalp Damar Cerrahisi  yoğun Bakım Servisinde 12 gün gözetim altında tuttu. Kuduz ve tetanoz aşısı için çok tedirgindiler. Sonuçta her iki aşıyı yaptılar . 60 adette antibiyotik oldum. Uzun süre kendimi toparlamakta güçlük çektim ).

Bağışıklık iyi çalışmadığı için küçük bir soğuk algınlığı hayatımı tehdit edebilecek bir   hastalığa dönüşebilir. 
Bunlara karşı nasıl önlem almalı ?
-          Hasta insanlardan uzak durmak;
-          Ellerimi, vücudumu  sürekli temiz tutmak
-          Mikroplu ortamlardan, hayvanlardan, çocuklardan uzak durmak;

Ameliyattan yaklaşık bir sene sonra üşüttüm.
Dehşete düştüm. Hemen hastaneye gittim, yattım.
Ancak çevremdeki diğer insanlara göre kışları daha iyiyim .
 Sanırım sürekli aldığım ilaçların etkisinden.
Bir de her gün  bir adet incir ve ceviz, 1-2 tatlı kaşığı ballı polen tozu alırım. Bir de yoğurt ve bir çorba kaşığı zeytinyağı içmek, yemek reçetemin önemli bir parçası oluyor

Kalp nakli ameliyatından sonraki sağlık durumuma ait bazı gözlemler :
-          Soluk alış verişim normalleşti;
-          Eskiden çok sık nezle olur, burunlarım tıkanırdı. Artık bunları yaşamıyorum;
-          Ameliyat öncesi  sürekli oksijen yetersizliği yaşardım ; kayboldu;
-          Sol bacak ağrılarım vardı; arttı.

Kalp nakli ameliyatları oldukça yeni.
 Gerçi Türkiye’de ilk kalp nakli ameliyatının 1968’de yapıldığı belirtiliyor.
Ege Üniversitesi’nde ilk kalp nakli ameliyatı 1998’de yapılmış.
Ben 2000 Eylül’ünde kalp nakli olan 11. kişiyim.

        *
   Kalp nakli ameliyatı ile  ilgili aydınlatılacak bazı sorunların olduğu kanısındayım :

-          Hayatım boyunca hep düşük tansiyondan şikayetçiydim. Operasyon sonrası normalleşti. (Not : 2007 yılı başlarında tansiyonumda bazı düzensizlikler yaşadım. Son aylarda tansiyon düzenleyici ilaç kullanmaya başladım).
-          Ameliyattan önce çok terlerdim. Ameliyat sonrası terleme olayı çok nadir.
-          Ameliyat öncesi çok üşürdüm. Şimdi eskisi kadar  üşümüyorum.
-          Ameliyat öncesi yeterli oksijen alamadığımdan boğulacak gibi olurdum. Şimdi rahat oksijen aldığımı hissediyorum.
-          Her eylül geldiğimde yaşantımı gözden geçiriyor, bana kalbini bağışlayan delikanlı için duygularımı şiirleştiriyorum.
-          İlaç kullanımının  getirdiği yenilikler : acayip yemek yeme ihtiyacı duymak; vücudumun kıllanması; kulak ve burnumdaki kıllar çoğaldı; Göğsümde çıkan bir kıl habire uzadı. Önce dokunmadım. Sonra onu kestim. Bir daha çıkmadı.

Organını aldığım kişinin kimliği beni etkiliyor mu?
-          Eski kimliğimde bir değişme var mı ?
-           Eskiden çok öfkeli, çabuk tepki gösteren biriydim. Şimdi daha sakinim.
-           Rüyalarım çok farklılaştı. Daha çok genç kızlarla uğraşıyorum.
-           Ayrıca rüyalarımın mekanı hem bu dünya, hem de öbür dünya. Rüyalarımda yer alan insanlarda öyle.
Bana organını veren kişi nasıl biriydi ?
-          Bugüne kadar araştırmadım;
-          Hiper aktif mi?
-          Sağlığı nasıldı ?
-          Yaşamda ne yapmak istiyordu ?
-          Hayatı nasıl yaşamak istiyordu? Vb…

 Tüm bu soruların yanıtlarını yaman  merak ediyorum.
 Ama araştırmaya girişemiyorum.

Ocak, 2004.İzmir.
T.Ayhan ÇIKIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder