Sayın Nevzat Çağlar Tüfekçi,
Sayın Prof. Dr. Ayhan ÇIKIN hocamız Ege Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Öğretim Üyesi olarak görev
yaptığı dönemde ayni üniversitenin
mensubu olmak nedeniyle sağlık problemleri olduğunu ifade ederek görüşme isteği
üzerine hekim hasta ilişkimiz başlamış oldu. Biz hekimlerin dostlukları hasta
yakını olma durumu, bizzat kişinin kendisinin hasta olması üzerine bir vesile
ile kurulur. Tarım ekonomisi ağırlıklı akademik çalışmaları olan hocamızla
sağlık nedeniyle başlayan dostluğumuz hafta sonları İzmir- Kemalpaşa’daki kiraz
bahçesinde neşeli, yapıcı ve kalıcı sosyal ilişkilerle giderek büyüdü. Hocamızın
rahatsızlığı ileri kalp yetersizliği tablosuydu. Öneriler, yoğun ilaç tedavisi,
istirahat etmesi yönünde telkinlerimiz dinamik yapıya sahip Ayhan hocayı
psikolojik olarak giderek yıpratmaya başlamıştı. Daha çok çalışıyor, akademik
kulvarda kendini daha çok yoruyor, sanatçı yönüyle ilgili şiirlerini hiç
aksatmadan yazmaya çalışıyordu. Hastalığının seyri hızlanmış, ilaç dozları
yeterli olmamaya başlamıştı. Daha çabuk yoruluyor, terliyor, nefes almada
güçlük çekiyor, kısacık yürüme mesafelerinde hemen yoruluyordu. Artık sıkıntısı
tolere edemeyeceği şekilde kendisini rahatsız etmeğe başlamıştı. Hastaneye yatışlar sıklaşmış, yattığı yerde bile zorlukla nefes
alır hale gelmişti. Tedavi seçenekleri giderek azalıyor, tıbben bir şeyler
yapamamanın çaresizliğini bir tıp mensubu olarak her an hissediyor olmanın
üzüntüsü bizi sonuç hakkında zaman zaman daha karamsar yapıyordu. Artık dönüşü
olmayan bir yola girdiğimizi düşünüyor, sona kendimizi yavaş yavaş hazırlamaya
çalışıyorduk. Üniversitemiz Kalp-Damar Cerrahisi Türkiye’de kalp nakli
konusunda referans bir merkez, Hocamızı bir kalp nakli kurtarabilir. Hazır bir
kalp olacak bizde onu hocamıza nakledeceğiz. Geriye doğru bakınca ne kadar ütopik
düşünebiliyoruz. Aylarca hastanede yatan Ayhan hocanın kalp gücü artık sıfırı
tüketmiş, zaman zaman kalp masajı, bazen elektriksel şoklamayla onu hayatta
tutmaya, organlarının sağlığını korumaya çalışıyorduk. Biz tıbbi olarak
uğraşımızın maksimumunda, hoca direncinin son noktasındayken işte mucize
Cumaovası yakınlarında bir genç motorsiklet kazası sonucu hayatını kaybediyor,
aile kalbini bağışlıyor, o genç kalp Ayhan hocaya, Ayhan hocanın sevenlerine ,
biz Ege Üniversitesi ailesine, akademi dünyasına, sanat dünyasına umut oluyor,
ışık oluyor. Kalp cerrahi ekibi başarılı bir şekilde kalbi naklediyor, dinamik
Ayhan hocamıza genç kalp ile mutlu, sağlıklı, başarılı bir yaşam dilemek mutluluğunu
yaşadığımız için kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Artık Hocamız yürüyor,
konuşuyor, tartışıyor, şiir yazıyor, yorulmuyor
sanki hiç hasta olmamış gibi dinamik, hareketli, esprili özetle yeniden
doğmuş gibi dersek yanlış bir tanımlama yapmamış oluruz.
Günler ayları izledi artık hocamız tamamen normal
yaşantısına dönmüştü. İzmir’de yayın yapan bir televizyondan sağlıkla ilgili
bir program yapmam ve de moderatörlük görevini üstlenmem istendi. Ben de güncel
olması nedeniyle kalp yetmezliği konusunu işlemeyi ve bu oturuma kalp naklini
yapan Prof. Dr. Mustafa Özbaran’ı, kalp naklinde koordinatörlük yapan Prof. Dr.
Sanem Nalbantgil’i ve Hocamız Ayhan Çıkın’ı davet etmeyi uygun buldum. Çok güzel
bir açılımla kalp yetmezliğini işledik neler yapılabildiğini anlattık, sorular aldık
onları cevaplamaya çalıştık. Yıllardır kafamda ütopik bir soru vardı, duygusal
yaşamımızda beyin mi ? Kalp mi ? İşte
tam sırası dedim ve Hocamıza bir soru yönelttim . “Sayın Hocam siz şiir yazıyorsunuz, sanatçı yönünüz var,
duygusal durumunuzda, sevginizde bir
değişiklik oldu mu?” dedim. “Hayır hiçbir değişiklik olmadı” cevabını aldım,
bunun üzerine “gençler artık sevgilinizin adını ağaçlara çizeceğiniz kalbin içine yazmayın,
sevgilinize duygularınızı beyin resmi çizerek anlatın” şeklinde ifade ile
söyleşimizi bitirdim. Benim için ve bir çok kişi için ütopik olan bir soru da
cevabını bulmuş oldu.
Ayhan hocam akademisyenlik özelliğinden olsa gerek hep
öğretti, yönlendirdi, düşündürdü, mücadelenin ne olduğunu, kaygan kuyuda da
olsanız pes etmemeyi, dik durmayı başarılı olmak için mücadele etmenin
gerekliliğini anlatmaya çalıştı. İyi ki varsın Ayhan hocam, ne mutlu sizin gibi
Ayhan Hocası olanlara. Saygılarımı sunuyor, sağlıklı, mutlu bir yaşam diliyorum.
Prof. Dr. Mustafa Akın
EÜTF Kardiyoloji ABD Öğretim Üyesi
İzmir- Bornova,
9-6-2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder